https://www.ilksesgazetesi.com/ogrencilerin-yeni-adresi-sokaklar-tarlalar-tekstil
RAKAMLAR
UTANCIMIZI KATLADI
Görüşlerine yer
verdiğimiz Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, şunları kaydetti:
“Çocuklara bayram adayan tek ülke olmaktan, çocuklara çocukluğunu bile
yaşatmayarak emek sömürüsü zincirine dahil eden bir ülke olmaya dönüşmemizde,
kuşkusuz vahşi kapitalizm kadar, çocuklara kıymet vermeyen ülke yöneticilerinin
de payı çoktur. Hem bizzat devletin istatistik kurumu olan TÜİK’in hem de başka
araştırmaların ortaya koyduğu rakamlar, utancımızı katlamıştır. Araştırmalara
göre; Türkiye’de yaklaşık her üç çocuktan biri, başka bir deyişle 7 milyondan fazla
çocuk şiddetli maddi yoksunluk çeken hanelerde yaşamaktadır. Uzun süren gelir
yoksulluğunun bir sonucu olan maddi yoksunluk, yetişkinlerde geçici olabilirken
çocuklarda genelde ömür boyu sürmekte ve sonraki nesillere aktarılma riski
taşımaktadır. Türkiye’de yaşayan çocukların yüzde 74.6’sı evden uzakta bir
haftalık tatil masrafını karşılayamayan hanelerde yaşamaktadır. Çocukların
yüzde 51.3’ü son 12 ay içerisinde ev kirasını, elektrik, su, gaz ve kredi kartı
faturalarını planladığı gibi ödeyemeyen hanelerde ikamet etmektedir.”
VAHŞİ DÜZEN
EĞİTİME KET VURDU
Yıldırım,
konuşmasına şöyle devam etti: “TÜİK’in Çocuk İşgücü Anketi Sonuçları 2019 adlı
çalışmasına göre; çalışan çocukların yüzde 79.7’sini 15-17 yaş grubundakiler,
yüzde 15.9’unu 12-14 yaş grubundakiler, yüzde 4.4’ünü de 5-11 yaş grubundaki
çocuklar oluşturmuştur. Cinsiyete göre incelendiğinde, çalışan çocukların yüzde
70.6’sını erkek, yüzde 29.4’ünü ise kız çocukları oluşturmuştur. Söz konusu
çocukların yüzde 65.7’si bir eğitime devam ederken, bu oran erkeklerde yüzde
65.6, kızlarda yüzde 66.1 olmuştur. Yani çalışan çocukların neredeyse yüzde
40’ı, bu vahşi düzen nedeniyle eğitimden de kopmuştur.”
ONLARA İNATLA VE
İNANARAK…
Çocuk
işçiliğiyle mücadele etmek için atılması şart olan adımları kamuoyuyla paylaşan
Yıldırım, “Çocuk işçi çalıştırmak yasaklanmalı, bu alan sıkça denetlenmeli,
ihlaller ağır maddi yaptırımlara tabi tutularak caydırıcılık sağlanmalıdır.
Araştırmalar göstermiştir ki çocuk işçilik sorunu, çocukların yaşadığı hanedeki
yoksulluk ile doğru orantılıdır. Yandaşların semirdiği, halkın yoksullaştığı bu
düzen ne çocuklara ne de çocuk işçiliğiyle mücadeleye bir fayda sağlayacaktır.
Dolayısıyla çocukların işçi olmadığı bir ülke yaratmak, sosyal devlet
ilkelerinden şaşmayacak bir Türkiye mücadelesinden geçmektedir. Matematik
soyut, hayat ise somuttur. Eş-dost yönetimindeki TÜİK verileri bile can acıtsa
da elbette bu verilerde sokaklarda dilenen, çöplerden gıda, kağıt atık toplayan
çocuklar yoktur. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri olarak,
çocukların hayal kuracağı, oyun oynayacağı, okula gideceği yaşta işçi
olmalarını bu ülkeye yakıştırmıyoruz. Verdiğimiz demokrasi ve özgürlük
mücadelesinde, Cumhuriyet’in değerlerini koruma kavgasında, bu çocuklarımıza da
güzel bir hayat vardır. Bu ülkede yaşayan her yurttaşın, bu ülkenin çocuklarına
hayal kurabileceği koşulları yaratma sorumluluğu vardır. Bu mücadeleden asla
vazgeçmeyeceğiz, pes etmeyeceğiz! Onlara inatla ve inanarak diyeceğiz ki: Güzel
günler göreceğiz çocuklar…” çağrısında bulundu.





0 Yorum